Yazılı Çeviri
ile Sözlü Çeviri Arasındaki Farklar
İşletmelerin
dünya çapında ulaşılabilir olması için farklı ülkelerden müşterilerle açık bir
şekilde iletişim kurmaları gerekir. Müşterilerle çalışmaya yönelik en iyi
yaklaşımı uygulayabilmek için, yazılı çeviri, sözlü çeviri veya her ikisinin
birleşimini sunan bir tercüme bürosunun yardımına başvurmak esastır.
Yazılı çeviri,
yazılı içeriği bir kaynak dilden hedef dile dilbilimsel olarak doğru, kültürel
açıdan uygun ve hedef kitleye hitap edecek şekilde dönüştürme işlemidir. İster
temel bir belge çevirisi, ister kapsamlı bir klinik deney çevirisi üzerinde
çalışılıyor olsun, çevirmenler çeviri yapacakları dilleri anadilleri olarak
konuşuyor olmalı ve belirli sektörlerde uzmanlaşmış olmalıdır.
Sözlü çeviri,
içeriği ve mesajları gerçek zamanlı olarak iki dil arasında sözlü olarak
aktarma işlemidir. Tercümanlar genellikle konuşmacı konuşurken veya konuşmacı
birkaç cümleyi tamamladıktan hemen sonra tercüme eder. Tercümanların hem
bilgiyi hem de tonu doğru bir şekilde sunmaları kritik öneme sahiptir; bu
durum, özellikle uzaktan sözlü çeviri işlerinde katılımcılar farklı
konumlardayken zorlayıcı olabilir.
Birçok kişi
yazılı çeviri ve sözlü çeviri hizmetlerini birbirinin yerine geçebilir olarak
görse de, aşağıdaki gibi bazı ayrımlar mevcuttur:
Çevirilerin
süresi türüne göre değişir: Sözlü çevirinin bir türü olan simültane çeviri eş
zamanlı gerçekleşmektedir; bu nedenle tercümanlar, sunum yapan bir kişinin
konuşurken verdiği mesajı iletebilmelidir. Bu nedenle tercümanlar verilen
mesajı gecikmeden kavramaya ve aktarmaya hazır olmalıdır. Sözlü çevirinin
aksine yazılı çeviri, kaynak metin yazıldıktan sonra gerçekleşmekte, bu durum
ise isabetli ve kaliteli çeviriler elde etmek için referans materyalleri ve
teknolojiyi kullanmaları konusunda mütercimlere zaman kazandırmaktadır. Ancak,
anlık talep üzerine çeviri hizmetlerinin gerekli olduğu zamanlar vardır ve bu
da çevirinin tamamlanma süresini kısaltır.
Çevrilen
dillerin yönü gereksinimleri bakımından benzersizdir: Tercümanlar iki veya daha
fazla taraf arasında iletişim kurdukları için hem kaynak hem de hedef dillerde
akıcı olmaları gerekir. Bu durum özellikle çok dilli sözlü çeviri gerektiren
gruplarla çalışırken önemlidir. Ancak mütercimler genellikle kaynak dilden
hedef dile tek yönlü olarak çalışırlar. Diller arasında iki yönlü çeviri
yapmaya ihtiyaçları yoktur.
Mütercim ve
tercümanların hem mesleki niteliklere hem de güçlü bir dilbilim anlayışına haiz
olmaları beklenirken, öte yandan her iki meslek de kendine özgü becerileri
gerektirir.
Noktalama
işaretleri ve dilbilgisi kurallarına haiz olmakla birlikte mükemmel seviyede
yazma yetenekleri.
Hedef dilde
anadil düzeyinde konuşma becerisi ve kaynak dilde akıcılık.
Yeni
teknolojileri öğrenme ve bilgisayar destekli çeviri araçlarını kullanma
becerisi.
Alanlarına
adanmışlık ve isabetli, anlamlı ve amacına uygun çeviriler üretme hedefi.
Kullanılacak
terminoloji hakkında geniş bir bilgi birikimine sahip olmakla ile birlikte her
iki dilde yeterlilik.
Bir dili diğer
dile hızlı bir şekilde tercüme etme yeteneği.
Uzaktan
simültane çeviri teknolojisini kullanmada rahatlık.
Mükemmel kısa
süreli hafıza becerileri ve bilgiyi doğru bir şekilde ifade etme yeteneği.
Bir şirket, küreselleşme yolunda ilerlerken bir aşamada mütercimlere veya tercümanlara ihtiyaç duyacaktır. Bu hususta en iyi yöntemi belirlemek için profesyonel bir tercüme bürosuyla birlikte çalışmanız size önemli ölçüde fayda sağlayacaktır.